Borçlunun Üçüncü Şahıslardaki Alacakları
İcra ve İflas Kanun’un 89. Maddesi “Alacaklar ve üçüncü şahıs elinde haczedilen mallar hakkında “ başlığını taşımaktadır.
Uygulamada sık yapılan hatalardan biri olan İcra ve İflas Kanunu’nun(İ.İ.K.) 89. maddesinin e-haciz yani banka haczinden ibaret sayılmasıdır. Hal bu ki bu maddenin amacı, borçlunun üçüncü kişide bulunan mal, hak ve alacaklarının haczidir. Bu nedenle İİK’nın 89. maddesini sadece borçlunun bankada bulunan parasına haciz koyulması şeklindeki sınırlandırma doğru değildir.
Örnek verecek olursak borçlunun sahip olduğu malvarlığından elde ettiği kira alacağına da haciz konulabilir. İcra dosyasında haciz aşamasına geçilebilmesi için öncelikle takibin kesinleşmesi gerekmektedir. Takibi kesinleşen icra dosyasında borçlunun bizzat kendisinin aktif/pasif malvarlığı, üçüncü kişilerdeki hakları, alacakları veyahut miras yoluyla kendisine intikal etmiş her türlü mal, hak ve alacaklar kanunun belirttiği sınırlar çerçevesinde haczedilebilir.
Unutulmamalıdır ki, İcra hukuku şekli bir hukuk dalıdır. Bu nedenle dosyada işlem yapılabilmesi için alacaklı veya alacaklı vekilinin talebi gerekmektedir. Bu talep uygulamada yazılılık esası kapsamında değerlendirilmektedir. Her ne kadar Kanun’da tarafların sözlü talepte de bulunabileceği yazılmış olsa da uygulamada icra dairelerinde bu tür sözlü talepler dikkate alınmamaktadır.
İcra hukukunun şekli bir hukuk dalı olmasından dolay gerek icra kâtipleri gerekse icra müdür ve müdür yardımcıları, alacaklının veya alacaklı vekilinin taleplerinin dışına çıkamazlar. Bu yönüyle icra memurunun talepler üzerinde takdir hakkı yoktur.
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi tarafından verilen 19/9/2016 gün ve E:2016/3856 , K:2016/19090 sayılı kararı şöyledir; “Kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takipte alacaklının icra müdürlüğüne başvurarak borçlunun annesine haciz ihbarnamesi gönderilmesi talebinde bulunduğu, söz konusu istemin icra müdürlüğünün 06.11.2015 tarihli kararıyla ve “borçlunun annesi alelade bir üçüncü kişi olmadığından gönderilecek haciz ihbarnamelerinin aile bireylerini küçük düşüreceği” gerekçesiyle reddine karar verildiği bu kararın şikayet edilmesi üzerine mahkemece borçlunun annesinin alelade bir üçüncü kişi olmadığı, akrabalar arasında sarih bir hukuki işlemin varlığını ispat külfetinin iddia edene ait olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür. İİK’nın 89. maddesinde düzenlenen “haciz ihbarnamesi” gönderilmesi kanunun emreden hükmü olup alacaklının talebi halinde icra müdürlüğünce bu talebin yerine getirilmesi gerekmekte olup icra memurunun bu hususta taktir hakkı yoktur. Kaldı ki üçüncü kişi, haciz ihbarnamesine itiraz etme hakkına da sahiptir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile yasaya aykırı müdürlük kararının kaldırılması gerekirken şikayetin reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir. “
Birinci Haciz İhbarnamesi (İİK’nın 89. Maddesinin 1. Fıkrası)
İcra ve İflas Kanunu’nun 89. maddesinin 1. fıkrası gereğince; Hamiline ait olmayan veya cirosu kabil bir senetle müstenit bulunmayan alacak veya sair bir talep hakkı veya borçlunun üçüncü şahıs elindeki taşınır bir malı haczedilirse icra memuru; borçlu olan hakiki veya hükmi şahsa bundan böyle borcunu ancak icra dairesine ödiyebileceğini ve takip borçlusuna yapılan ödemenin muteber olmadığını veya malı elinde bulunduran üçüncü şahsa bundan böyle taşınır malı ancak icra dairesine teslim edebileceğini, malı takip borçlusuna vermemesini, aksi takdirde malın bedelini icra dairesine ödemek zorunda kalacağını bildirir (Haciz ihbarnamesi).Bu haciz ihbarnamesinde, ayrıca 2, 3 ve 4 üncü fıkra hükümleri de üçüncü şahsa bildirilir.
Takibin kesinleşmesiyle birlikte alacaklının veya alacaklı vekilinin talebi üzerine borçlunun üçüncü kişilerdeki hak, mal ve alacakları icra müdürlüğü vasıtasıyla tespit edilir. Burada alacaklı, icra müdürlüğüne herhangi bir talepte bulunmadan borçludan üçüncü kişilerdeki haklarının kendisine verilmesini isteyemez.-
İcra müdürleri tarafından onay(yetki) verilen talep icra katibinin haciz tutanağı düzenlemesiyle borçlunun hak ve alacağının bulunduğu üçüncü kişiye tebliğ edilir. Düzenlenen bu haciz tutanağı birinci haciz ihbarnamesidir. İİK’nın 89. maddesinin uygulanması için öncelikle birinci haciz ihbarnamesinin borçlunun mal, hak ve alacağının bulunduğu üçüncü kişiye tebliğ edilmesi gerekmektedir. Yani öncelikle maddenin birinci fıkrasının yerine getirilmesi gerekmektedir.
Üçüncü Kişinin Sorumluluğu
Üçüncü kişinin sorumluluğu, birinci haciz İhbarnamesini tebliğ aldığı anda başlamış olur. Üçüncü şahıs, birinci haciz ihbarnamesini tebliğ aldığı andan itibaren, ilgili icra dairesine süresi içerisinde itirazda bulunabilir. Burada itiraz süresi yedi gündür.
Eğer üçüncü şahıs yedi günlük itiraz süresi içerisinde ilgili icra müdürlüğüne herhangi bir itirazda bulunmazsa borçlunun kendisinde bulunan mal, hak ve alacağını kabul etmiş olur. Aslında, üçüncü şahsın yasal süre içerisinde icra müdürlüğüne herhangi bir itirazda bulunmaması, ortada bir zımni kabulün varlığı anlamına gelir. Böylece üçüncü şahıs da dosyada sorumlu olmaktadır.
Üçüncü şahıs; borçlunun mal, hak ve alacağını zımnen kabul edebileceği gibi yasal süresi içerisinde ilgili icra müdürlüğüne yazılı bir cevap da verebilir. Burada Kanun, sözlü cevabı da kabul etmektedir. Ancak uygulamada yazımızın başında da belirttiğimiz üzere icra müdürlüklerinde hiç bir sözlü talep dikkate alınmayacağı için cevabın yazılı olması gerekmektedir.
Zımnen veya açıkça borçlunun mal, hak ve alacağını kendisinde bulunduğunu kabul eden üçüncü kişi artık borçluya değil ilgili icra müdürlüğüne karşı sorumlu olur. Dosyada borçlu sıfatıyla olmasa bile üçüncü şahıs sıfatıyla sorumlu olan üçüncü şahıs, ödemelerini borçluya değil icra müdürlüğüne yapmak zorundadır.
Bu sürede borçluya yapılan hiç bir ödeme dikkate alınmaz ve bu ödemeler üçüncü şahısın sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Kanunda da açıkça belirtildiği üzere üçüncü şahıs ancak ilgili icra müdürlüğüne ödeme yaptığı takdirde sorumluluktan kurtulabilir.
Alacaklı, borçlunun üçüncü kişide var olan hak, mal ve alacaklarını talep edebileceği gibi daha doğmamış ama ileride doğacak alacaklarını da talep edebilir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin vermiş olduğu 17/12/2013 gün ve E:2013/33937, K:40514 sayılı karar ile bu konuya açıklık getirilmiştir. Karar özetle; “ Borçluların üçüncü kişi nezdinde doğmuş ve doğacak alacaklarının haczi için İİK’nın 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilmesi, üçüncü kişinin hukukunu ilgilendiren bir durum olup, borçlular, ancak, İİK. nun 82 veya 83. Maddesine dayalı haczedilmezlik iddiasında bulunabilir. Üçüncü kişiye, doğacak alacakların haczi yönünden gönderilen haciz ihbarnamesi, haciz müzekkeresinin sonuçlarını doğurur. Bu nedenle üçüncü kişinin, haciz müzekkeresinin gereğini yerine getirerek daha sonra doğacak paraların icra dosyasına gönderilmesinde yasal bir engel yoktur. Bu şekilde borçlu borcundan kurtulacağından ve böyle bir haciz işlemi borçlu değil üçüncü kişiye külfet yükleyeceğinden borçlunun böyle bir şikayette bulunmasında hukuken korunmaya değer bir hakkının bulunmadığı muhakkaktır. “
Birinci haciz İhbarnamesi tebliğ edilen üçüncü kişi, kendisinden istenilen alacağı takip borçlusuna borçlu olduğunu icra dairesine bildirirse, üçüncü kişiye artık İkinci haciz İhbarnamesinin gönderilmesine gerek yoktur. Yargıtay’ın vermiş olduğu bu kararda, üçüncü şahsın yasal süre içerisinde icra müdürlüğüne borçlunun kendisinde alacağının olduğunu bildirmesiyle bu alacağın dosyaya aktarılması için üçüncü kişiye ikinci haciz İhbarnamesinin gönderilmesi gerekmemektedir.
Haciz İhbarnamesininin Haciz Sırasına Etkisi
Borçlunun üçüncü şahıstaki alacağı tespit edildikten sonra üçüncü şahsın o alacağı, ilgili icra dosyasına aktarmasıyla birlikte alacaklı hemen o alacağa kavuşamamaktadır. Alacaklı, icra müdürlüğünden dosyaya yatan paranın kendisine verilmesini talep ettiği zaman icra müdürü o alacak üzerinden başkaca haczin var olup olmadığına bakılması gerektiğini söyleyecektir.
Gelinen bu noktada üçüncü şahsın dosyaya sunduğu cevap önem taşır. Eğer üçüncü şahıs dosyaya sunmuş olduğu cevap dilekçesinde alacakla ilgili icra dosyası dışında başkaca bir haczin bulunmadığını açıkça belirtmezse icra müdürlüğü dosyaya gelen parayı alacaklıya ödemez. Dosyaya parayı yatıran üçüncü şahsa tekrardan icra müdürlüğü tarafından bir yazı yazılarak dosyada başkaca haczin var olup olmadığını eğer haciz var ise hangi icra dosyası tarafından ne zaman haciz konulduğunu bildirilmesi istenir. İcra müdürlüğü istediği bilgilere ulaştığı takdirde eğer dosyada başkaca bir haciz yoksa alacağı alacaklıya öder. Ancak dosyada başkaca hacizlerin varlığı halinde icra müdürlüğü sıra cetveli hazırlayarak alacağın sıra cetveline göre ödemesini yapar.
Sitede bulunan bilgi, belge ve öğeler Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Meslek İlkeleri’ne ve Türkiye Barolar Birliği’nce hazırlanan Reklam Yasağı Yönetmeliği kurallarına uygun olarak düzenlenmiştir. Bu Sitede yayımlanan bilgiler reklam amacına yönelik değildir, hiç bir durumda okuyucular için hukuki tavsiye niteliği taşımamaktadır.